YIĞMA
YAPILARIN DEPREM GÜVENLİĞİNİN ARTTIRILMASI ÇALIŞTAYI
17 ŞUBAT 2005
ORTA DOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
Çalıştay ile ilgili daha detaylı bilgilere aşağıdaki
linkleri kullanarak ulaşabilirsiniz.
Çalıştay
Programı (116 Kbytes PDF)
Sunuşlar ve
Makaleler (PDF)
ÖZET: Ülkemizin topraklarının %92 'si, nüfusumuzun ise %95 'i deprem riski altındadır; son 58 yılda 58 000 'den fazla vatandaşımız hayatını kaybetmiş ve 400 000 'den fazla binamız yıkılmıştır. Son 10 yıldaki can kaybımız 18 000 kişi civarındayken, ekonomik
kaybımız 20 Milyar
Dolar seviyelerindedir. Depremin şehirlerde neden olduğu kayıp potansiyelinin
yanında, ülkemizin kırsal kesiminde ve gecekondu bölgelerinde oluşturduğu
riskler de büyük ölçeklerdedir. Bu bölgelerdeki yapıların büyük çoğunluğu da
yığma yapılardır. DİE 2000
yılı verilerine göre; Ankara, İstanbul,
İzmir ve Adana gibi büyük şehirlerimizde bulunan yığma yapıların, bu
şehirlerdeki toplam yapı sayısına oranı, %40-45’ler gibi önemli seviyelere ulaşmaktadır. Yığma yapıların sayıca
çokluğundan ve genellikle
mühendislik hizmeti görmemiş oldukları için kalitesiz inşa edilmelerinden
dolayı can kayıplarının önemli bir kısmı da bu tür yapılarda gerçekleşmektedir.
Son yıllarda yaşadığımız Marmara, Afyon, Bingöl,
Tunceli ve Erzurum depremleri ile deprem felaketleri tekrar gündeme gelmiştir.
Gerek bilimsel çalışmalarda, gerek meslek odalarında, ve gerekse basında
betonarme, prefabrike ve çelik taşıyıcı sistemli yapıların üzerine birçok
bilimsel ve toplumsal araştırma yapılmakta, yeni güçlendirme ve takviye
metotları geliştirilmekte ve önerilmektedir. 1970 ve 1990 yılları arasında
meydana gelen birçok depremde can kaybının ve ağır hasarlı yapıların çokluğu
kırsal kesimde yoğunlaştığından bu dönemlerde kırsal yapım tekniklerini
güçlendirmeye yönelik çalışmalar yapılmış ama daha sonra bu konuya gerekli önem
verilmemiştir. Kırsal konutlar için ucuz tekniklerle ve uygulanması kolay çözüm
önerileri getirilememekte, bu yapılarda yaşayan insanımızın ekonomik ve eğitim
seviyeleri ise içinde bulundukları risk hakkında önlem almalarını engellemektedir.
Projemizin temel aşamalardan
birisi ise “bilginin yayılmasıdır”. Geliştirilen tekniklerin ve elde edilen
verilerin kamuoyuna, idarecilere, bilim adamlarına, ve (yazılı/görsel basın aracılığıyla,
hazırlanan grafik ağırlıklı posterler ile) halka duyurulması en az çalışmanın
deneysel aşaması kadar önemlidir. Geliştirilen tekniklerin uygulanabilmesi için
tanıtılması gereklidir. İnsanların, yaşadıkları binalar için depreme dayanıklı
yapım ve takviye metotlarının neler olduğunu bilmesi ve uygulaması
gerekmektedir. En büyük sorun, önerilen usullerinin ekonomik ve sosyal
güçlükler nedeniyle uygulanamamasıdır. Kamuoyunun bilgilendirilmesi aşamasında,
insanımıza sadece bu projede geliştirilen güçlendirme tekniklerinin değil,
hâlihazırda uygulanmakta olan depreme dayanıklı inşa prensiplerinin de
duyurulması önemlidir. Bu konuda, bilgi düzeyini daha ileriye götürmek ve daha
ekonomik çözümler oluşturabilmek için araştırmaların devamlılığı gereklidir.
Depremler bir ülkenin alışkanlıklarını değiştirecek sıklıkta olmamakta, bu
nedenle de yapılan hatalar büyük bir deprem faciası yaşandıktan kısa bir süre
sonra unutulmakta, tekrarlanmakta ve gelecekte yeni acıların nedenleri
olmaktadır. Yığma yapıların depreme uygun yapılması ve iyileştirilmesi ile
ilgili çalışmaların bir çatı altında toplanması, merkezi bir otoritenin
oluşturulması, konunun gündeme taşınarak yığma yapılarda depremlerde yaşanan
kayıpların azaltılması gerekmektedir. Bu kapsamda,
çalıştayın konuyla ilgili akademisyenleri ve yasaları yürütme yetkisine sahip
inisiyatifleri bir araya getirmek üzere düzenlenmesi planlanmıştır.